24 Temmuz 2011 Pazar

Ruhumun Masum Kaçamağı..

  Düşünürsün..düşünürsün..düşünürsün.
İfade edemezsin..Kelimelere dökemezsin O'nu.
O'nu düşündükçe kelimeler büyür. Sen küçülürsün..Başını yastığa koyduğun anda yok olursun..
Şarkılar bile anlatamaz içindeki rüzgarları.Seyrettiğin Dolunaydan da ilham alamaz durumdasındır..
Başka bişey çünkü bu..
Hani hislerin bile yeterli değildir, yetişemez hızına yaşadıklarının..
Tek hissettiğin yalnızlıktır!
Hiç kimsenin olmadığını düşünürsün, kimsenin seni anlamadığını düşünürsün, herkesin üstüne üstüne geldiğini, seni yok ettiğini düşünürsün...
Tek ihtiyacının ona sarılmak olduğunu düşünürsün..
Tek ihtiyacının ona sarılmak olduğunu anlarsın.
Sen nefes aldıkça O büyür içinde..
Sen yine küçülürsün..
Gittikçe ruhunun ihtiyacına dönüşür O..
Can Yücelin şiirleri gibi..
Cem Adrianın sesi gibi..
Annemin kokusu, babamın okşaması gibi..


  "Yazarsın, yazarsın ve silersin..O okumaz ama sen yazmış olursun.."


Üzülürsün.Ağlarsın.Ama anlamazsın ağlamakla birşeyin elde edilmeyeceğini..Yapabildiğin tek şeydir çünkü..


Yapamazsın.beceremezsin..özlersin.
  Hayal kurarsın.İçindekini kelimelere dökemeyince adını "aşk" koyarsın..
"Aşkın hiçbir sıfata ve tamlamaya ihtiyacı yoktur.Başlı başına bir dünyadır aşk.Ya tam ortasındasındır merkezinde, ya da dışındasındır hasretinde.." der bir sanatkar..
  Zamana ve akışına bırakırsın, ama yaraları kapatacak kadar güçlü değilse eğer, zaman herşeye ilaç değildir..ve aşklarda gelip geçici değildir..Gelir ve kalır.
Unuttuğunu sanırsın.Gülersin, eğlenirsin, umrunda olmaz..
Bir tek söz, bir tek ":)" yıkar dünyanı başına..Unutmamışsın..sırılsıklam aşıksın.


Ve anlarsın ki, çok sevdiklerin ilk gider..
Sen de onu çok değil, sadece seversin..


 Yağmurun altında durup ıslanmamak gibi..
Sesi sonuna kadar açık olan müziği duymamak gibi..
Kestiğin elini farketmemek gibi..
Ezberinde olmayan, ama en sevdiğin şarkın gibi..
Aşkın ne olduğunu anlamadan...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder